3-1’lik Benfica mağlubiyeti, kaybedilen tur, gerçekleşmeyen
Amsterdam hayalleri.
106 yıllık tarimizde Avrupa’da gelebildiğimiz en üst nokta.
Bir benzeri 2008’deki Şampiyonlar Ligi çeyrek finali. Peki yeter mi, yetmez
tabi...
Sebebi Kadıköy’de takıldığımız direkler mi?
Belki.
Büyük resme baktığımızda, öncelikli sebep ülke futbolunun
hali.
Fenerbahçe özeline indiğimizde, 2000 yılına kadar
yaşadığımız, ekonomik ve vizyon bakımından yetersizlik.
2000’den sonrası büyüme, 2008’de güzel Nisan,
Şampiyonlar Ligi çeyrek finali.
Ertesi biraz karışık, epey hatalı.
“Olduk” dedik, yanıldık.
Özel nedenleri olabilir ancak bence Zico’nun gönderilmesi
hata.
Başarıya aç olmayan, oyuncu iletişimi zayıf Aragones’in
getirilmesi de hata.
Aynı dönemde, oyun sisteminde yeri olmayan, mevcut defoları
kapatmayacağı bilinen oyuncuların transfer edilmesi daha büyük hata.
Ertesi yine karışık.
Ligde başarı odaklı bir Daum dönemi, sonrası Aykut Hoca.
Ertesi kaos.
Yaşanan kargaşa içerisinde kendi şansını yaratan bir adam.
İnişli çıkışlı dönemler, her kulvarda başarıya talip olan bir takım.
İkinci kez Nisan, ilk kez Mayıs ayı.
Avrupa Ligi Yarı Finali.
Cardozo, gol, 3-1.
Ortalık yangın yeri, dünyanın sonu.
Mu?
Değil!
Bismillah!
Hocaya güvenoyu, kadroda orta çaplı bir revizyon, açıkları
kapat, eksikleri tamamla, fazlalıklardan kurtul. Hocanın listeleri de, planları
da hazır.
Önce sağlam temel, sonra her yıl en az Mart ayı.
Böylece, tecrübesizlik dezavantajı devre dışı.
Bitti dediğin yer başlangıç.
Ne olmalı amaç?
Üzerine koya koya, yaptığını bir temele oturtarak, başarının
inşaası.
Hem daha planlı, hem daha kolay.
Bugün, ligde en az 2.liğimiz garanti gibi. Şampiyonlar
Ligi’nde oynama hakkımız var.
Sezon başı doğru bir kamp programı, kampa yetişmiş
transferler.
Ön eleme formalite olur, gruplar garanti. Kötü kura
çekmezsen gruptan da çıkarsın.
Belki bir de çeyrek final oynarsın.
Bir eleme, bir grup, bir çeyrek, bir yarım derken, Avrupalı
takım olursun.
Ne direkten dönen topa ihtiyacın kalır, ne de her seferinde
şanssızlığına yenilirsin.
E tecrübe sorununu zaten taca atmış oluyorsun, şartlar da
şanslar da eşit.
“Olduk” dersen yanılırsın, “Bittik” dersen yıkılırsın.
“Bitti” dediğin an başlarsan, bıraktığın yerden devam
edersin.
Bugün Amsterdam’a gidememişsin, üzülme!
Avrupa’da başka şehir mi yok?
Sabırlı, sistemli ilerlediğimiz sürece çok finaller
göreceğiz,
Çok!
Hayallerimizin yıkıldığını düşündüğümüz gün, yenileri için:
“Bitmedik”
Zira;
“VİRA BİSMİLLAH!”
Temenni / Teşekkür:
Çubuklu hep yaşasın diye, kendi yaşamını tehlikeye attın,
bizi çok korkuttun güzel adam.
Geçmiş olsun, Gökhan Gönül…
Yaşattığın heyecan için, teşekkürler Fenerbahçem…
Kamer Akbaş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder