19 Nisan 2013 Cuma

TÜNELİN UCU AYDINLIK...


Fenerbahçe, asırlık çınar.
Tarihinin en büyük maçına, karanlığın sahipleriyle rövanşa hazırlanıyor.

3 Temmuz günü atıldığı dipsiz kuyuda açtığı tünelin sonuna, ışığa doğru yürüyor.
Zincirlere vurulan camia, Lefter’in ruhundan aldığı güçle, Salih’in gözünde parlayan ışıkla karanlığı hiçe sayıyor.

Zaman yaklaşıyor, akrep intikamı, yelkovan intikamın şiddetini gösteriyor...



Süper Lig’in sonuna yaklaşırken, A planımız olan sportif başarıda ipler artık başkalarının ellerinde maalesef. Düşük bir ihtimalle önce Gaziantepspor, sonra Sivasspor kaderi değiştirmemize fırsat sunabilir, muhtemelen de kaderimize boyun eğmemize sebep olabilir.
Şampiyonluktan iyice uzaklaşmamız, Avrupa Ligi’nden elenmemiz durumu, şu anki zoraki sükuneti sona erdirebilir, adaletsiz cellatların giyotini indirmesine imkan verebilir.

Sportif başarının tek çıkış yolu sanıldığı, karanlığın, zifirini artırdığı  şu günlerde, yeni bir ışık belirdi zihinlerde…

Koç Ailesi’nin önde gelen isimlerinden Mustafa Koç, çok şeyin değişebileceği bir sürecin başlangıcının işaretini verdi sanki:



“Ali’nin, Fenerbahçe Başkanı olma isteği bulunuyor, daha önceden desteklemediğimiz bu kararın artık arkasındayız, ne karar verirse yanındayız”


Olası sportif başarısızlık durumunda, yargıtay kılıcı altında bulunan, dışarıdan, özellikle de içeriden kuşatılan Fenerbahçe’nin, Aziz Yıldırım üzerinden cezalandırılması planlanıyor.
Planların dışarıdaki dayanağı olan yargıtay, içerideki dayanağı olan Aziz Yıldırım ve Aykut Kocaman düşmanlığı, karanlığa, ışığa hükmetme şansı tanıyor.

Ancak…

Mustafa Koç’un yaptığı açıklamanın zamanlaması, Fenerbahçe ile yatıp, Fenerbahçe ile kalkan Ali Koç’un yeni yönetime girmemesi, ışığa giden yolun kodlarını gözler önüne seriyor.

Yıpranmış olan yönetimden yeni bir başkan adayının kabul görmeyeceği, tepkileri anlamsız bırakmayacağı düşünülmüş olsa gerek ki, Ali Koç yeni yönetimde yer almadı.
Bizi kuyunun dibine attıklarını düşündükleri gün, zifiri karanlığın içinde yaptığımız B planının aslında en büyük oyunumuz olduğunu düşünüyorum.



Sezonu başarısızlıkla kaparsak eğer, yargıtaydan da gelebilecek kötü haberle yıkılacağımızı düşündükleri gün, başkan bayrağı Ali Koç’a devredebilir.
Böylece dışarıdakilerin kozu olan yargıtay planı karşılıksız kalır, anlamını yitirir. İçeride kimse Ali Koç’a karşı duramaz, durdukları gün niyetlerinin “Fenerbahçe’de söz sahibi olmak" olduğunu kör gözler bile görür.

Ali Koç’un arkasında durduğu bir Aykut Kocaman’ı kimse yiyemez. Oluşturulan kadro, benimsenen oyun kurgusu, yaratılmak istenen antrenör takımı planları ve planlanan transfer çalışmaları boşa gitmez.

Teslim almaya geldikleri gün yeniden doğarız,  soğuttuğumuz intikamı, işte o gün alırız.

Kartlar yeniden karılıyor, oyunların büyüğünü Fenerbahçe kuruyor.
Işığın çocukları, ayağa kalkıyor, tekrar yükseliyor.
Tünelin sonuna yaklaşırken gördüğümüz ışık, aydınlığın, karanlığa galip geleceği günü müjdeliyor…



“Öncelikle henüz kaybettiğimiz dünya beyefendisi Serkan Acar’a olmak üzere, yitirdiğimiz tüm Fenerbahçeliler’e Allah’tan rahmet, yakınlarına sabırlar dilerim.”


Kamer Akbaş

1 yorum: